DEVAM: 15. (Korku
Namazında) Kıbleyi Arkasına Bile Almış Olsalar (Her İki Saftakiler de) Tekbiri
Hep Beraber Alırlar, Sonra İmam Arkasındakilere Bir Rekat Kıldırınca (Düşman
Karşısında Bulunan) Arkadaşlarının Yerine Giderler. Bu Sefer Onlar (İmamın
Arkasına) Gelince Kendileri Yalnız Başına Bir Rekat Daha Kılarlar. İmam Bir
(İkinci) Rekatı De Yeni Gelenlerle Beraber Kılar. Bunlar (Kılamadıkları) Rekatı
İmam Otururken Yalnız Başına Kılarlar, Sonra İmam Hepsiyle Beraber Selam Verir
Diyenler(İn Görüşüyle İlgili Hadisler)
قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَأَمَّا
عُبَيْدُ اللَّهِ
بْنُ سَعْدٍ
فَحَدَّثَنَا
قَالَ حَدَّثَنِي
عَمِّي
حَدَّثَنَا
أَبِي عَنْ
ابْنِ
إِسْحَقَ
حَدَّثَنِي
مُحَمَّدُ
بْنُ جَعْفَرِ
بْنِ
الزُّبَيْرِ
أَنَّ
عُرْوَةَ
بْنَ الزُّبَيْرِ
حَدَّثَهُ
أَنَّ
عَائِشَةَ
حَدَّثَتْهُ
بِهَذِهِ
الْقِصَّةِ
قَالَتْ
كَبَّرَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَكَبَّرَتْ
الطَّائِفَةُ
الَّذِينَ
صَفُّوا
مَعَهُ ثُمَّ
رَكَعَ فَرَكَعُوا
ثُمَّ سَجَدَ
فَسَجَدُوا
ثُمَّ رَفَعَ
فَرَفَعُوا
ثُمَّ مَكَثَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
جَالِسًا
ثُمَّ سَجَدُوا
لِأَنْفُسِهِمْ
الثَّانِيَةَ
ثُمَّ قَامُوا
فَنَكَصُوا
عَلَى
أَعْقَابِهِمْ
يَمْشُونَ
الْقَهْقَرَى
حَتَّى
قَامُوا مِنْ
وَرَائِهِمْ
وَجَاءَتْ
الطَّائِفَةُ
الْأُخْرَى
فَقَامُوا فَكَبَّرُوا
ثُمَّ
رَكَعُوا
لِأَنْفُسِهِمْ
ثُمَّ سَجَدَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَسَجَدُوا
مَعَهُ ثُمَّ
قَامَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَسَجَدُوا
لِأَنْفُسِهِمْ
الثَّانِيَةَ
ثُمَّ
قَامَتْ
الطَّائِفَتَانِ
جَمِيعًا
فَصَلَّوْا
مَعَ رَسُولِ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَرَكَعَ
فَرَكَعُوا
ثُمَّ سَجَدَ
فَسَجَدُوا
جَمِيعًا
ثُمَّ عَادَ
فَسَجَدَ
الثَّانِيَةَ
وَسَجَدُوا
مَعَهُ
سَرِيعًا
كَأَسْرَعِ الْإِسْرَاعِ
جَاهِدًا لَا
يَأْلُونَ
سِرَاعًا
ثُمَّ
سَلَّمَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
وَسَلَّمُوا
فَقَامَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ وَقَدْ
شَارَكَهُ
النَّاسُ فِي
الصَّلَاةِ
كُلِّهَا
Ebû Dâvûd yeni bir
senedle (bir Önceki) hâdiseyi Hz. Âişe'den Urve b. ez-Zübeyr'in de naklettiğini
ve Aişe'nin şöyle dediğini haber vermiştir: Resûlullah (s.a.v.) tekbir aldı,
beraberinde bulunan grub da tekbir aldı, sonra (Resûl-i Ekrem) rukû'a varınca
onlar da vardılar, secde edince onlar da secde ettiler. (Secdeden) kalkınca
onlar da kalktılar. Resûlullah (s.a.v.) oturarak beklerken kendi kendilerine
ikinci secdeyi yaptılar, sonra ökçeleri üzerinde geri çekilerek arkalarında
bulunan zümrenin gerisine kadar varıp durdular. Bunun üzerine diğer zümre
gelerek namaza durup tekbir aldı, sonra kendi kendilerine rükû'a vardılar. Daha
sonra Resûlullah (s.a.v.) (ikinci) secdeye varınca beraberinde onlar da
vardılar. Sonra Resûlullah (s.a.v.) (ikinci rekat için) ayağa kalkınca bunlar
da kendi başlarına (öteki) secde(yi) ettiler. Sonra her iki zümre de Resûlullah
(s.a.v.)'le beraber kıyamda birleşip namaza devam ettiler. Resûlullah
(s.a.v.)'le birlikte beraberce rükû'a ve secdeye vardılar. Sonra Resûlullah
dönüp ikinci secdeye varınca acelede kusur etmemeye çalışarak en sür'atli bir
şekilde onunla birlikte secdeye vardılar. Sonra Resûlullah (s.a.v.) selâm
verince onlar da selâm verdiler. Bunun üzerine Resûlullah, cemaat namazın
tümüne iştirak etmiş olarak (namazdan) kalktı.
İzah:
Korku namazında ikinci
zümre birinci iftitah tekbirini Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in arkasında ancak
ikinci rekatın kıyamında alabildiği halde, metinde "cemaat namazın tümüne
iştirak etti" denilmesi izahı gereken bir durumdur. Bu söz şu şekilde
açıklanabilir: "İkinci zümre her ne kadar namaza ikinci rekatte
yetişmişlerse de imam selâm vermeden Önce namazın tümünü bitirip imamla selâm
vermeye muvaffak olduklarından ve üzerlerinde selâmdan sonra
kılacakları bir rükün kalmadığından namazın tümünü imamla
beraber kılmış sayılırlar. Ayrıca metinde geçen "cemaat namazın tümüne
iştirak etti" cümlesindeki "namazın tümü" kelimesiyle cüz-kül
alâkasıyla mecazen namazın ikinci rekatı kastedilmiş de olabilir.